27 Haziran 2013 Perşembe

İngiliz İllüzyonist Dynamo "Pepsi Max" İçin Uçuyor

Dynamo ismiyle tanınan illüzyonist Steve Frayne Pepsi Max'in Live for Now projesi için Londra sokaklarında havada duruyor.


2 katlı belediye otobüsünün dışında durup tek eliyle otobüsün tavanına dokunarak yerden birkaç metre havada Westminister Köprüsü’nü geçen Dynamo, özellikle yerçekimini alt eden illüzyon numaralarıyla tanınıyor.


Bu kez de yerçekimine rağmen 2 katlı otobüsün yerden 5 metre yükseklikteki tavanına sadece sağ eliyle dokunup otobüsle seyahat ederek, hem otobüsün içindeki yolcuları hem de yol kenarındaki Londralılar'ı bir kez daha şaşırttı.

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

26 Haziran 2013 Çarşamba

Avea’dan Yeni Motto ve Yeni Logo

Avea, marka iletişiminde yeniliğe giderek; logosuna, çeşitliliği ve hayatın tüm renklerini ifade eden yeni bir sembol ekledi.
Mottosu’nu da “Hayat değişir Avea’yla” olarak belirleyen Avea, 21 Haziran 2013 itibariyle yeni sembolünü logosu ile birlikte kullanmaya başladı.

Yönetmenliğini dünyaca ünlü İsveçli yönetmen Fredrik Callinggard'ın yaptığı reklam filminin jingle'ını pop sanatçısı Atiye seslendirdi. Yeni reklam filminin müziği ise Avea çalışanı Cenk Çelebioğlu tarafından bestelendi.


Avea'nın yeni logosu yayınlanır yayınlanmaz  Google Wallet'in logosuna benzerliğiyle de dikkat çekti.



Hürriyet'ten Erdal Kaplanseren yazısında iki logo arasındaki benzerliği şu şekilde ortaya koydu:

"Türkiye’nin üç operatöründen biri olan Avea logosunu kuruluş sonrasında ilk defa yeniledi. Fakat gelin görün ki bu yeni logo, Google’ın mobil ödeme servisi Wallet’ın logosuyla neredeyse aynı.Dün Avea’nın yeni logosu tanıtıldı ve şirketin web sitesinde yayımlandı. Görür görmez “bu tasarım hiç yabancı değil” düşüncesi geçti aklımdan. Zira Avea’nın yeni logosunun ikonu çok baskın ve her anlamda ayrışan bir tasarıma sahip.

İşte huzurlarınızda çok tartışmalı bir “esinlenme” durumu daha… Google’ın mobil ödeme servisi olan Wallet’ın logosuyla ilk görüşte tamamen aynı göründüğünü sanırım herkes kabul eder. Avea yönetimi bu durumdan haberdar mı yoksa tasarım ofisinin atlatması mı bilemiyorum ama bu kadarına “tesadüf” demek fazla iyimser olur.

Avea logosundaki ikon, Wi-Fi ve mobil bağlantı sinyali simgesine gönderme yapıyor. Google Wallet’in logosunda bulunan ikon da bunun neredeyse aynısı. Tek fark var, Google Wallet logosundaki ikon sağa yatık durumda. Ben benzerliğin daha iyi görünmesi için Google Wallet ikonunu dik çevirdim. Gördüğünüz gibi fırça darbesi efektine sahip sinyal logoları arasında renk geçişleri ve sinyal çizgilerinin kalınlığı arasında farklar bulunuyor"

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

25 Haziran 2013 Salı

Filenin Sultanları VakıfBank Reklam Filminde

2010 yılından bu yana Bayan Voleybol Milli Takımları ana sponsorluğunu sürdürmekte olan VakıfBank’ın yeni reklam filmi yayına girdi.

Yönetmenliğini Hakan Aksoy’un üstlendiği reklam filminde Esra Gümüş Kırıcı, Gizem Karadayı, Bahar Toksoy, Özge Çemberci ve Büşra Cansu rol aldı. Sultanların, İstanbul’a düşmek üzere olan bir ateş topunu denize dökmelerini konu alan filmde 120 yardımcı oyuncu da milli yıldızlara eşlik etti.

2 gün boyunca Caddebostan, Galata Kulesi, Çiftehavuzlar ve Burhan Felek’te yapılan aksiyon dolu çekimlerde hiçbir oyuncu dublör kullanmayarak zorlu sahnelerin üstesinden geldiler.

A Milli Bayan Voleybol Takımı, bu yaz Akdeniz Oyunları, World Grand Prix ve Avrupa Şampiyonası’nda mücadele edecek.


Sevgiler,
Çağla Akkoyun

24 Haziran 2013 Pazartesi

Askidanevar.com: Öğrencilere Ücretsiz Yemek Sağlayan Sosyal Sorumluluk Projesi

Osmanlılardan bugüne gelen “askıda” geleneği, toplumdaki paylaşım duygusunu geliştirmek amacıyla belediyeler ve bazı şirketler tarafından sürdürülse de bu kültürün gelecek nesillere aktarılması konusunda başarılı olunduğunu söylemek zor. Ancak iki gönüllü girişimci Oğuzhan Canım (Twitter: @oguzhancanim) ve Abdülkadir Kıvrak tarafından üniversite öğrencilerine karşılıksız yemek ve hizmet amacıyla hayata geçirilen Askidanevar.com, bu anlamda dikkat çekici bir adım atıyor.

Odağına üniversite öğrencilerini alan bir sosyal sorumluluk projesi olan “Askıda Ne Var?” işletme sahiplerinin yanı sıra müşterilerin de katkı yapabilmesine imkan sağlıyor. Sistem, projeye katılan restoranlarda yemek yiyen müşterilerin ekstra sipariş vererek bunların fişlerini askıya asmalarına dayanıyor.


Üniversite öğrencileri ise kimliğini ibraz ettikten sonra restoran girişindeki fişi alarak ücretsiz şekilde yemek yiyebiliyor. Sadece üniversite öğrencilerinin faydalanabildiği projede, öğrenimlerinde desteğe ihtiyaç duyan gençlere toplumun her kesiminin destek olması hedefleniyor.

Kurum ve şirketlerin de katılabildiği Askıda Ne Var projesine sponsor olarak destek vermek de mümkün. Henüz sponsoru bulunmayan projeye tanıtım ve organizasyonda etkin rol oynayabilecek şirketler, Askıda Ne Var’ın resmi internet sitesi aracılığıyla iletişime geçebilirler. Buna ek olarak öğrencilerin yemek ihtiyacını karşılamak isteyen kişi veya firmalar da yine aynı şekilde resmi site üzerinden projeye dahil olabiliyor.


Şu an için İstanbul, Ankara, Bursa ve Bolu illerini kapsayan projeye katılmak isteyen restoran ve kafelerin ise bazı kriterlere uygun olması gerekiyor. Zira bu işletmelerin üye firma kategorisinde yer alabilmeleri için üniversiteye sahip bir şehirde ve öğrencilerin yoğun olduğu bir yerde faaliyet göstermeleri, yeterli marka bilinirliği, güvenilirliği ve iş deneyimi gibi şartları karşılayacak nitelikte olmaları bekleniyor.

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

Gezi Parkı Olayları'nın Markalar ve Sosyal Medya Üzerindeki İzdüşümü

Uzun zamandır  yazmaya fırsat bulamadım, belki de içimden geldim. #Durdum ve izliyorum. Belki çoğu kişi gibi ben de olayların bu noktaya gelmesini beklemiyordum, sonrasında ise bu uyanış beni umutlandırdı.


Ancak  Türkiye’yi yönetenler, son olayları anlamakta çok zorlandılar. Sokağa dökülen insanların arkasında hep bir dış mihrak, hep bir düşman hep bir örgüt aradılar. Böyle bir hareketin “kendiliğinden” başlayabileceğine ihtimal vermediler.


İktidarın ve özellikle Sayın Başbakan'ın karar alırken katılımcılığa ve çoğulculuğa kapıları kapatan tavır ve davranışları Türkiye’nin hatırı sayılır bir kesimin onuruna dokundu. Yılların verdiği birikim sonucu bu insanlar meydanlara döküldü. Bu hareket kendiliğinden bir hareketti.

Bazı markalar bu süreçte iktidardan yana tavır aldılar. İnsanların da şirketlerin de itibarını belirleyen, onların karakterleridir. İnsanlar nasıl sadece dış görünüşleri değil, asıl hayattaki duruşları, olaylar karşısındaki sağduyulu tavırlarıyla saygınlık ve güven kazanıyorlarsa itibarlı şirketler de çalışanlarına, müşterilerine, tedarikçilerine yaptıkları “muameleye” göre itibar kazanırlar. İtibar söylemle değil, davranışlarla oluşan bir algıdır. Taksim olayları sırasında bazı markalar “karakterli” davranamadı. Bu markalar güçlünün yanında yer almayı tercih ettikleri için toplum onlara kötü not verdi. Fırsatçı davranışları, onlara bekledikleri faydayı sağlamadı. İçinde yaşadığımız şeffaflık çağında güçlünün yanında yer alanın foyası hemen çıkıyor ortaya. Güçlü olanın yanında değil de haklı olanın yanında saf tutanlar daha soylu ve itibarlı oluyorlar.


Sosyal mecralarda toplumun her bir kişisi, belli bir potansiyel taşır ve bu potansiyel bir gün açığa çıkacaktır. Tıpkı 31 Mayıs 2013′de başlayan gezi parkı hareketinde olduğu gibi. Gezi Parkı eylemi Türkiye’de ilk defa sosyal medya’nın ana akım medyayı resmi olarak mağlup ettiği tarih olarak kayıt edilmiştir. Taksim’de 50 kişilik bir grup ile başlayan zararsız gösteriler, 10 binlere hatta milyonlara ulaşmıştır.


Sosyal Medya Nedir? sorusunun sıkça sorulduğu bugünlerde yaşanan bu olaylar, sosyal medyayı daha da popüler hale getirmiş ve birçok insan gerçek bilgiler sosyal medya ağlarından takip etmiştir. Tabi ki yalan yanlış manipüle edici bilgi kirliliğide bu yoğun trafik içierisindeki yerini almıştır. Sosyal Medya’yı ne olduğundan küçük göstermeye çalışmalı, ne de fazla abartmalıyız. İşin özü dünya da artık iletişimin şekli değişmiştir. Son olaylarda gördük ki bir çok marka, kullanıcılarından gelen tepkiler üzerine açıklama yapmak zorunda kalmışlardır. Bunlardan bazıları, NTV, Garanti Bankası, Mado, Ülker ve Starbucks Türkiye v.b.


Bunların dışında normal hayatta yanyana gelemeyeceğimiz ya da iletişime geçme şansımızın olmadığı bir çok sanatçı da konuyla ilgili fikirlerini sosyal medya’dan beyan etmiştir. Kimse susturulamamış, hiç birşey gizlenmemiş, masum ve haklı olanlar haklılıklarını en iyi şekilde dile getirmişlerdir.



31 Mayıs’ta Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’de devam eden olaylarla ilgili olarak en büyük bilgi trafiği Twitter üzerinden gerçekleşti. Olaylarla ilgili bir çok hashtag kullanıldı ve bu hashtagler’ler sadece Türkiye değil, tüm dünya’da Trending Topic olurken, LinkedIn’de Türkiye Bölgesinden sorumlu olarak görev yapan Ali Rıza Babaoğlan öne çıkan hashtag’lerle ilgili ilginç bir analiz paylaştı.


Bir diğer ilginç ve güzel şey ise böyle bir ortamda zekice yaratılan sloganlar ve tasarımlardı. Aşağıda birçok örnek görecek, her şeye inat gülümseyeceksiniz!