25 Temmuz 2012 Çarşamba

Bir Marka Olarak “AMERİKA”

Amerika geçmişten bugüne kadar özgürlükler ülkesi olarak anılmış, içerisinde insanların rüyalarını süsleyen birçok çekim alanı barındıran; gerçeklere nazaran, oluşturduğu algı hayallerde daha büyük olan bir ülkedir. Onu marka yapan da bu algının büyüklüğüdür. İnsanların gidip bizzat yaşamak istedikleri tüm deneyimlerin ve büyük Amerikan Rüyası’nın da altında bu algılanma biçimi yatmaktadır.


Amerika’nın bunu Dünya’ya empoze ettiği en güçlü silahlarından biri de sinemadır. Binlerce Hollywood filmi hep aynı mesajı vermektedir: Amerika yaşanıp deneyimlenmesi gereken, birçok anlamda (yaşam tarzı, özgürlükler, bakış açısı vs.) farklılaşmayı başarmış bir ülke olarak tanıtılmaktadır. Yaratılan hayranlık duygusu o denli büyüktür ki birçok Hollywood ünlüsü yaşam tarzlarından, giyim stillerine kadar pek çok alanda takip edilip örnek alınmaktadır.



Günlük hayatımızda kullandığımız, artık birer ulusal marka haline gelmiş birçok Amerikan markası da vazgeçilmezimiz olmuş durumdadır. Bu markaların bizlerde yarattığı kalite algısı ve bağlılık o derece büyüktür ki, sonuca baktığımızda bu durum Amerika’yı markaların anası olarak algılamamıza neden olmaktadır.



Fakat Dünya’da giderek daha yüksek sesle yankılanan bir anti-Amerikanizm’de yok değildir. Çeşitli politik uygulamaları ve dış ülkelerle olan iletişimi her ne kadar bu tarz bir imaj yaratmış olsa da, 11 Eylül saldırılarından hemen sonra özellikle Müslüman olan ülkelerde markasal anlamda ülke imajını düzeltmek amacıyla bir televizyon kampanyası düzenlenmiştir.



Bu dönemde sadece Amerika’nın teşvik olarak yurt dışı imajı için harcadığı miktar 685 milyon dolar olup; aynı yıl bir Amerikan markası olan Coca-Cola’nın ABD dışındaki pazarlama bütçesi 1 milyar dolar üstlerinde olarak açıklanmıştır. Aynı dönemdeki sektörel tahminlere göre 327 milyar dolar marka değerine tek başına sahip olan ülkenin,  markaları da en büyük 100 marka arasında ilk 68’i oluşturmaktadır.



Tüm bunlara bakıldığında Amerika; hayalini milyonların aklında yaşattığı yaşam tarzı, hayatımızın içindeki markaları, insan hayatı için çok büyük önem taşıyan konularda yarattığı farklılık ve tüm bunlarla ilgili Dünya üzerinde yaratabildiği farkındalık nedeniyle büyük bir markadır. Ve bu markanın büyüklüğünün kaynağının “farkındalık” yaratabilmekteki başarısından kaynaklandığı yadsınamaz bir gerçektir.

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

Not: Detaylı bilgi ve rakamsal veriler için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz :)


Hiç yorum yok: