20 Aralık 2012 Perşembe

Starbucks’tan Yeni Bir Ürün “Ristretto Bianco”



Değişik damak zevklerine özel lezzetler sunmaya devam eden Starbucks’ın yeni lezzeti; Ristretto Bianco.

Ristretto Bianco, latte ve cappuccino gibi sütle hazırlanan kahve çeşitlerini tercih eden ancak daha yoğun espresso lezzeti arayanlar için ideal. Starbucks'ta böylece ürün hattına yeni bir ürün daha ekleyerek, farklı bir hedef kitleye daha nokta atışı yapmış oluyor :)

Espresso shot’ın kısa çekimle, yani daha az suyla temas etmesi sağlanarak hazırlanması anlamına gelen Ristretto, bu sayede daha yoğun ve konsantre bir espresso tadı sunuyor.

Özel bir latte deneyimi sağlayan, Ristretto Bianco, daha yoğun espresso lezzeti, süt ve kadifemsi süt köpüğünün birleşiminden oluşuyor.

Kahve lezzetinden vazgeçemeyenler yeni Risretto Bianco’yu mükemmel bir şekilde tamamlayan, kenarları fındık kaplaması ile süslenmiş Kahveli Pasta’yı da mutlaka denemeliler!

www.starbucks.com.tr

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

19 Aralık 2012 Çarşamba

Pepsi'nin yeni reklam yüzü Beyonce

Pepsi ile ilgili son haberi duymayan kaldı mı? :)


Azra Akın ve Bülent Ersoy gibi Türk ünlülerin yanı sıra, bu yıl reklamlarında Messi, One Direction ve Brees’i izlediğimiz Pepsi gelecek yıl için de Beyoncé ile anlaştı. Her ne kadar Bülent Ersoy'lu ve Ramazan ayında şelaleden dökülen Pepsi'lerin yer aldığı Azra Akın'lı reklamların pek olumlu tepkiler almadığını gözlemlemiş olsamda, eminim Beyonce bu algıyı yok etme yolunda iyi bir adım olacaktır.

Ama Pepsi, Beyoncé ile gerçekleştireceği kampanya için yalnızca bir TV reklamı için anlaşmadı, Pepsi Beyoncé’yi işe dahil ediyor. Yakın zamanda yaptığı pazarlama çalışmalarıyla müzik endüstrisine daha çok yakınlaşan PepsiCo, Beyoncé ile gerçekleştireceği projede standart reklamlar dışında ünlü şarkıcının yaratıcı projelerini desteklemek için milyonlarca dolarlık bir fon ayırdı.


Kampanya Beyoncé’nin 2013 yılında çıkması beklenen albümün promosyon çalışmalarıyla aynı zamanda gerçekleşecek ve Beyoncé, Pepsi için bir TV reklamında yer alacak. Bu işbirliğindeki en özel sürpriz ise şu; sınırlı sayıda üretilen Pepsi kutularının üzerinde Beyoncé’nin yüzü yer alacak.

Pepsi’nin amacı ise tüketicilerine sadece ünlülerle birlikte çalışan bir şirket değil aynı zamanda sanatın önemli bir destekçisi olduğunu göstermek.

Bir yıldan fazla sürecek olan bu projenin 50 milyon doları bulması bekleniyor; medya takip şirketi Kantar Media, PepsiCo ve ezeli rakibi Coca-Cola’nın 2012 yılının ilk yarısında Amerika Birleşik Devletleri’nde her birinin içecek markalarının reklamları için, TV, basın, dijital ve radyo dahil olmak üzere 148 milyon dolar harcadığını söylüyor.

Tanıtım videoları, billboard ve reklamlarda göreceğimiz Beyonce'nin ilk çalışmasını 3 Şubat'ta Super Bowl etkinliğinde göreceğiz.

Ne dersiniz sizce de başarılı bir kampanya olacağa benzemiyor mu?

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

18 Aralık 2012 Salı

“Marka 2012 Konferansı” Gerçekleşti

MARKA 2012 Konferansı geçtiğimiz günlerde Swissotel’de gerçekleşti. Konferans iki gün boyunca, iki bine yakın katılımcı tarafından takip edildi. Katılımcılar, değişen marka yönetim dinamiklerini en yetkin isimlerden dinleme fırsatı buldular.


MARKA 2012’nin ilk gününde Egemen Bağış’tan Tom Aikens’a, Jean-Claude Biver’dan Nicholas IND’ye ünlü konuklar çeşitli sunumlar gerçekleştirdi. İkinci günün ilk oturumunda ise KidZania markasının Dünya Başkan Vekili Phil Sandhaus sahneye çıktı. Phil Sandhaus, “Edutainment nedir? KidZania deneyimsel pazarlamanın benzersiz bir örneği” başlıklı sunumunda; çocuklar için tasarlanmış deneyim ve eğitim odaklı bir eğlence platformu olan KidZania projesini anlattı.

Son dönemde çok tartışılan, geleceğin pazarlama yöntemi olarak gösterilen “Neuro-Marketing” konusu da MARKA 2012’de masaya yatırıldı. Millward Brown Güney Afrika Başkanı, Neuro-Marketing Uzmanı Erik Du Plessis’in, “The Branded Mind: Nörobilimin beyin ve marka bilmecesi hakkında bize anlattığı gerçekler” başlıklı konuşması ilgi çekti.


Konferansta en çok dikkat çeken isimlerden biri de FEED projesinin yaratıcısı ve Başkanı Lauren Bush Lauren’dı. Dünya siyasetinin en önemli ailelerinden birinin kızı, ünlü modacı Ralph Lauren’ın gelini olan Lauren Bush Lauren’ın konuşması, “FEED'le Hayata Katkı – Doğa Dostu Tasarım & Sosyal Sorumluluk” başlığını taşıyordu.

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

30 Kasım 2012 Cuma

Doğuş Yayın Grubu’ndan yeni video izleme platformu: ‘tvyo’

Doğuş Yayın Grubu’nun yeni video izleme platformu ‘tvyo’ yayın hayatına başladı. Her türlü ilgi alanına hitap eden kategorileriyle internet kullanıcılarını hedef alan platform, dizileri, TV programlarını ve maçları artık bilgisayara, telefona ve tablete taşıyor. Kullanıcıların aradıkları her şeyi tek bir sitede izleyebilmesini sağlayan tvyo, hiçbir ücret ödemeden kullanıma sunuluyor.


Herhangi bir yazılım ve kurulum gerektirmeyen yeni VOD platformu tvyo sayesinde, istenilen içeriğe istediği zaman yüksek görüntü kalitesiyle ve ücretsiz ulaşmak mümkün. İçerikler; internetten, mobil cihazlardan ve tabletlerden izlenebiliyor.  Yerli ve yabancı birçok programın yanı sıra sevdiğiniz dizinin oyuncularına dair önemli bilgiler ve özel içeriklerle son dakika haberleri de tvyo’da yer alıyor. tvyo’da popüler müzik kliplerinden şampiyonlar ligi maçlarına ve hayatın her alanına dair videolar bulunuyor. Canlı TV’de dilediğiniz kanalı, bilgisayarlarınızda, tabletinizde veya mobil cihazınızda da izleyebilirsiniz. Doğuş Yayın Grubu’nun hayata geçirdiği tvyo üzerindeki içerikler, DYG kanalları ile sınırlı değil. “Second Screen” uygulamalarıyla DYG kanallarının dışında işbirliği yapılan TV kanalları ile birlikte “tvyo”, sadece bir internet sitesi olmaktan çıkıp, tüm kanalların tek bir yerde buluştuğu ve yayıncılığa interaktif bir katman ekleyen, zengin bir kullanıcı tecrübesi sunan online video izleme platformu olarak hizmet sunuyor.

29 Kasım 2012 Perşembe

Günü Yoğun Geçenler için Birebir

%39’luk müşteri payı ile mobil bankacılık lideri olan Garanti, Cep Şubesi için çektiği Erkin Koray’lı reklam filmi ve diğer uygulamaları ile herkesi Cep Şubesi kullanmaya çağırıyor.


Kullanıcılarının olduğu tüm kanallara ve hayatın içine entegre olmayı hedefleyen Garanti, Cep Şubesi ile teknolojik öncülüğünü de devam ettiriyor. İlk olarak 2007 yılında wap.garanti.com.tr adresinde hizmete sunulan Garanti Cep Şubesi bugün iPhone, iPad ve Android telefonlara özel geliştirilen uygulamaları ile pek çok platforma özel hizmet sunuyor. Nisan 2012’den bu yana 500.000’den fazla indirilen Cep Şubesi’ni kullanırken herhangi bir bağlantı ücreti ödemeniz gerekmiyor. Ayrıca Cep Şubesi’nden yapılan işlemler de ücretsiz! Garanti Cep Şubesi’ni denemek çok kolay. Cep telefonunuzdan CEPSUBESI yazıp 3342’ye gönderirseniz size SMS ile bir link geliyor. Bu link’e tıkladığınız anda uygulama hemen telefonunuza iniyor. Kullanıcılarının finansal ihtiyaçlarına uygun çözümler sunan ve tüketim alışkanlıklarına yönelik servisler geliştiren Cep Şubesi mobil bankacılık pazarının büyümesinde aktif rol oynuyor. Cep Şubesi hakkında detaylı bilgi almak ve yorumlara göz atmak için: www.garanti.com.tr ve #mademtelefoncebinde

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Dominos’ta Hareket Var!

Kısa süre önce Dominos’un 10.000. mağazasının İstanbul Kağıthane’de açıldığını okumuştum. Çoğunuzun bildiği gibi bu mağazanın diğerlerinden birçok farkı var. Bir kere burada mağaza konsepti tamamen farklı, geçenlerde uğrama fırsatı buldum ve bahsetmek istedim çünkü ben bu yeni Dominos’u çok sev-dim!


Rengarenk ve ferah oturma alanları, dilek ve isteklerinizi yazabileceğiniz “YAZSANA” konseptli kara tahtası, pizzanızın hazırlanışının tüm aşamalarını baştan sona rahatlıkla izleyebilme olanağı veren “Pizza Tiyatrosu” yla benim gönlümü bir kere daha fethetti diyebilirim. Oturma alanının genişlemesine inat, serviste kullanılan motorlara ayrılmış olan alanın da daralmış olması dikkatimi çekmedi değil. Acaba paket servis ile yerinde hizmeti eşitlemek mi amaç? Yeni strateji tam olarak nedir? Hep birlikte zamanla göreceğiz :) Sizler için bir sürü fotoğraf çektim.

Geniş Oturma Alanları



Dilek ve isteklerinizi yazabileceğiniz “YAZSANA” konseptli kara tahtası



“Pizza Tiyatrosu” (Dışarıdan)



“Pizza Tiyatrosu” (Galiba biraz içeri girdim:))


Konsepte uygun görseller


Bu arada Dominos’ta yenilikler bitmiyor, yakın zamanda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek mutfağını deneyimli şef Uğur Volkan Uysal’ın ellerine teslim etti. Unilever Food Solutions’tan geçiş yapan Uysal Ürün Geliştirme ve İnovasyon Direktörü olarak harikalar yaratmaya başlamış bile, nereden mi biliyorum? Parmesan Kenar ve Sarımsak Kenar pizzalara bayılıyorum da oradan :)



Veeee son olarakta Dominos Pizza’nın, geçtiğimiz günlerde mühendisler, teknik ressamlar ve tasarımcılardan oluşan online bir topluluk olan Local Motors sitesi üzerinden Ultimate Delivery Vehicle Challenge isimli bir yarışma düzenlediğinden bahsetmek istiyorum. Tasarlanan akıllı araç kayan kapıları, ara görüntü kamerası, özel ışık sistemi ile dikkat çekiyor.


Kayarak açılan raflara birçok pizza sığıyor. Aracın sürücüsünün yan bölümüne büyük dokunmatik bir ekran konmuş. Bu ekran ile yön ve mekan bilgilerine ulaşılması mümkün oluyor. Son dönemlerde benzeri yarışma ve kurguların artması markaların crowdsourcing ‘e olan ilgisini de gösteriyor.

Herkese bol pizzalı günler diliyorum :)

Sevgiler,
Çağla Akkoyun


20 Kasım 2012 Salı

Tat Köyü'nden "Köy Tipi" Salça

Tat, geleneksel lezzetlere yönelik artan ilgiye, salça kategorisinde Tat Köy serisi ile cevap veriyor. Bu seriyle ilk kez salça kategorisinde “Köy tipi” kavramını sahiplenerek, yeni bir ürün ailesi yaratıyor. Yoğun kıvamlı, rengini, tadını ve kokusunu yüzde 100 domatesten alan, koruyucu ve katkı maddesi içermeyen Tat Köy serisi “Gerçek tatların Tat koruması altında” olduğunun mesajını veriyor.


Medina Turgul DDB’nin hazırladığı “Yorgun köylüler” reklam filmi, bizi Tat Köy Salça serisinin ilk hazırlık aşaması olan domates hasat zamanına götürüyor. Reklam filminde esprili bir kurguyla, Tat Köy Salçası’nın Türkiye’de en çok domates kullanılarak oluşturulan ürün olduğu vurgulanıyor.




Tat markası, yüzde 100 doğal ürünü olan Tat Köy’ün kıvamını artırarak ev salçasının lezzetini ve görüntüsünü mutfaklara taşıyor. “Domates Salçası“, “Tuzlu Domates Salçası”,  “Antep Tadında Biber Salçası” ve “Antep Tadında Karışık Domates-Biber Salçası” olmak üzere dört farklı ürün grubuna sahip olan Tat Köy ayrıca, 1700 gramlık yeni cam ambalajıyla tüketiciye yeni seçenekler sunmaya devam ediyor.


Film boyunca Tat Köyü'nde çeşitli mekânlarda dinlenirken uyuya kalan köylüler görüntüleniyor. Sonraki sahnelerde, bu yorgunluğun nedeninin her 1 kilogramlık Tat Köy Salçası’nı oluşturmak için toplanması gereken 8 kilogram domatesten kaynaklandığı esprili bir dille anlatılıyor. Film Bahçesi’den Babak’ın yönetmenliğini yaptığı reklam filminin, müzik düzenlemesini ise Ömer Ahunbay gerçekleştirmiş. Çekimler üç gün süresince Bursa'da, Cumalıkızık köyünde ve Tat domates tarlalarının bulunduğu Mustafakemalpaşa’da gerçekleştirilmiş. Asıl güzel haber ise şu; Tat Köyü'nün maceraları, serinin diğer filmleriyle yıl boyunca devam edecekmiş. :)



Reklamveren: Koç Gıda Grubu/ TAT markası
Reklamveren Yetkilileri: Ahmet Özdener, Banu Pekkoç, Kübra Ötkür,
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB
Kreatif Direktör: Kurtcebe Turgul
Yaratıcı Ekip: Gökhan Erol, Timsal Ünsal, Özge Ceyrancı, Eren Koçaker,  Ezgi Yener, Müge Pekçetin
Müşteri İlişkileri: Yiğit Kariş, Ceren Kalkan, Didem Kurt
Stratejik Planlama: Derya Tombuloğlu, Ayşe Yemişçigil
Ajans Prodüktörü: Nedret Gürlek
Prodüksiyon Şirketi: Film Bahçesi
Prodüktör: Arda Topaloğlu
Yönetmen: Babak
Post Prodüksiyon: İmaj
Medya Ajansı: Mindshare
Kullanılan Mecralar: TV, radyo, internet 
 
 
Sevgiler,
Çağla Akkoyun

Kaynak: http://www.marketingturkiye.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=7341:tat-koey-salcasnn-reklam-filmi-yayna-girdi&catid=72:advertorial&Itemid=247

13 Kasım 2012 Salı

İyi Yönetim Uygulamarı ve Başarı Arasındaki Bağ

İyi yönetim uygulamaları benimseyen organizasyonların başarılı olması daha mı olası?

Bu sorunun cevabının çok bariz olduğunu düşünebilirsiniz, ancak ekonomistler uzun zamandır var olan varsayımları test etmekten yana. Son 10 yıldır bir grup ekonomist tarafından gerçekleştirilen uluslararası bir araştırma, yetersiz yönetimin sık rastlanır olduğunu ve kötü yönetilen kuruluşların bu noksanlığın farkında olmadığını ortaya koydu.


"Daha iyi yönetim" çağrısı ilk bakışta çığır açan bir fikir gibi görünmeyebilir ancak karlılığa, verimliliğe ve dünyanın her yerinde ihtiyaç duyulan kritik hizmetlerin sağlanmasına etkisi göz önünde bulundurulduğunda, oldukça radikal olduğu anlaşılıyor.

Buna bağlı olarak 20 ülkede 8 binden fazla imalatçı firmanın fabrika yöneticileriyle gerçekleştirilen görüşmeler, gerçekten hangi yönetim uygulamalarının ön saflarda kullanıldığını ortaya çıkarmış. Aşağıda görüşmelerde değinilen başlıkları ve ilgileri soruları bulabilirsiniz. Daha detaylı bilgi için worldmanagementsurvey.org adresine gidebilirsiniz.



Hedeflerin birbiriyle bağlantısı - Hedefler bireysel çalışanlara kadar iniyor mu?

Hedeflerin netliği ve karşılaştırılabilirliği - Hedeflerin çok karmaşık olduğuna dair şikayet eden var mı?

Sonuç Yönetimi - Belirli bir iş segmentinde tekrar eden başarısızlıklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Yetenek Temelli Bir Zihniyet - Kıdemli yöneticiler yetenekli çakışanları şirkete kazandırmanın ve yetiştirmenin bir öncelik olduğunu kavrıyor mu?

Düşük Performans Gösterenlere Yol Verme - Düşük performans ne kadar süre tolere ediliyor?

Benzersiz Çalışan Teklifleri - Sizin şirketinizde çalışmanın farkı nedir?

Yetenekleri Elde Tutma - Yıldız bir çalışan işten ayrılmak istediğinde şirket ne yapıyor?

Kesintisiz Gelişim - Sorunlar genellikle nasıl belirlenir ve çözülür?

Performans Değerlendirme - Performans takibi için hangi kilit ölçüleri kullanıyorsunuz?

Performans Diyaloğu - Belli bir sorunun temel nedenini nasıl belirliyorsunuz?

"Organizasyonlar, ancak yönetildikleri ahlaki değerler kadar güçlüdür"
Chester Barnard

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

30 Ekim 2012 Salı

Türkiye’de ve Dünya’da Reklamın Tarihçesi

Reklam bir işin, bir malın veya bir hizmetin para karşılığında, genel yayın araçlarında tarif edilerek geniş halk kitlelerine duyurulmasıdır. Bir mala ya da hizmete ilişkin bir iletiyi sözlü ya da görüntü olarak pazar birimlerine sunmak için yapılan eylemlere reklam yapmak denir.

Reklam, insanlar arasında değiş tokuşun başlaması ile ortaya çıkmaktadır. Günümüze kadar gelen eski Mısır, Babil, Yunan ve Roma kalıntılarında bazı reklam araçlarına rastlanmaktadır. Eski Roma’da gezici satıcıların sokaklarda, dükkan sahiplerinin dükkanlarının önlerinde mallarının satışını sağlamak için bağırmaları da ilk reklam örneklerindendir.

İlk ve ortaçağda reklam çok ilkel şekilde ve genellikle sesli reklamlarla yapılıyordu. Sesli spotlarla başlayan reklamcılık marka ve amblemlerin gelişmesiyle değişik medyalara yönelmiştir. Özellikle ortaçağ esnaf loncaları kalite kontrol esasını getirince markalama (ürünü damgalama, işaretleme) vazgeçilmez bir olgu haline geldi.

Gutenberg’in matbaayı icat etmesi reklamcılıkta büyük bir çığır açmıştır. Bu sayede el ilanları basılıp çoğaltılmış, daha geniş kitlelere ulaşma imkânı doğmuştur.


İlk duvar afişi 1480’de Londra’da bir kilisenin kapısına asılmıştır. Bu afiş rahipler için hazırlanan bir kitabın ilanıdır (The Pyes of Salisbury Use).



Bilindiği kadarı ile ilk gazete ilanı 1525 yılında Almanya’da yayınlanan bir ilaç reklamıdır. Çok ileri bir görüşle reklam yaptıracak müşterinin reklamlarının bir ajans tarafından yönetilmesi düşüncesi ilk kez Fransız düşünürü Montaigne tarafından 1588 yılında ortaya atılmıştır. “Birisinin satılık incileri varsa, bir hizmetçi ya da Paris’e seyahat için başvuracağı bir büroya ihtiyaç vardır”.

İlk reklam ajansı 1812 yılında Londra’da kurulmuştur. İlk Amerikan ajansı ise 1841 yılında Philadelphia’da kurulmuştur. 1920’li yıllarda reklamcılık büyük bir hızla gelişmeye başlamıştır. Sloganların reklam dünyasına girmesi bu dönemdedir. Bu dönemin önemli bir gelişmesi olarak radyo bir reklam aracı haline gelmiştir. 20’li yıllarda başlayan bu ivme 1940–1950 yıllarında televizyonun reklam ortamları arasına girmesiyle artış kazanmıştır.

1922

1926
Türkiye’de basın reklamları ancak 19. yüzyıl ortalarında gündeme gelmiştir (Tercüman-ı Ahval–1860 ve Tasvir-i Efkar 1861). İlk rastlanan ilanlar satılık ev, arsa, resmi ilanlar ve çok ender de olsa kitaptır. İlk ticari ilanlara Tercüman-ı Ahval’in 1864 baskılarında rastlanmaktadır.

1908 II. Meşrutiyet dönemiyle gelen basın özgürlüğü sayesinde 1909 yılında İlancılık Kolektif Şirketi kurulmuştur. Ancak dönemin savaş ortamın reklamcılığın geriye gitmesine neden olmuş, bu durum Cumhuriyet dönemine kadar sürmüştür. 1957 ve 1961 yılları Türkiye’de karanlık yıllar olarak nitelendirilebilir. Bu dönemde ilan verme yetkisi sadece Resmi İlanlar Şirketi’ne tanınmaktadır. Bu yasak 1961 yılında kaldırılmış ve aynı tarihte basın ilan kurumu kurulmuştur.




Türkiye’de radyolar 1951 yılından itibaren bir reklam ortamı olarak kullanılmaya başlanmıştır. İlk reklamlar bankalar, resmi ya da yarı resmi kuruluşlar veya büyük firmalar tarafından verilmektedir. 1972 yılından itibaren TRT’nin de ticari yayınlara kapılarını açmasıyla ilk televizyon reklamları yayınlanmaya başlamıştır.

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

Not: Bu yazı Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümün’den Yrd. Doç. Dr. Sn. Pınar Seden Meral’in ders notları esas alınarak derlenmiştir.

23 Ekim 2012 Salı

Marka Sadakati Nedir?

Marka sadakati, tüketicinin marka ile kurduğu duygusal bağ olarak tanımlanabilir. Bir markanın kabul görmesi ve müşteri tarafından sadık bir biçimde satın alınması iyi bir ün ve sürekli bir tutundurma faaliyeti ile mümkün olmaktadır. Yani marka sadakati, tüketicinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sadece içinde bulunulan zamanda değil, gelecek dönemlerde de belirli bir markayı tercih etmesi olarak tanımlanabilir. Marka sadakati, satın alma davranışı bilinçli bir hale gelinceye dek, aynı markayı tekrar tekrar satın almayı içermektedir.



Marka Sadakatini Belirleyen Faktörler


İçsel Faktörler
▫ Algılanan önem/risk derecesi
▫ Ürün performansı/memnuniyet
▫ Alışkanlık
▫ Yenilik ve çeşitlilik arayışı
▫ Markaya tutumsal bağlılık
▫ Satın alma isteği
▫ Satın alma sıklığı
▫ Marka farkındalığı
▫ Markanın pazarda bulunma süresi/geçmiş deneyim
▫ Tavsiye etme

Dışsal Faktörler
▫ İşletmelerin uyguladıkları sosyal sorumluluk kampanyaları
▫ Promosyonlar ve fiyat indirimleri
▫ Ürünün/markanın stokta bulunmama durumu


 

Marka Sadakatinin Dereceleri

• Tam Bağlılık (AAAA)
• Bölünmüş bağlılık (ABABA)
• Kararsız sadakat (AAABBBCCCAAA)
• Tesadüfi marka sadakati (ABCD)
• Sadakatsizlik



Marka sadakati, tüketicinin markaya olan inancının gücüdür. Çağrışımlar, satın alma kararlarında ve marka sadakati yaratılmasında etkilidir. Güçlü bir markanın en temel özelliği kendisine sadık bir tüketici yaratmasıdır. Stratejik açıdan kendi ürün kategorisinde marka sadakati geliştirmiş bir marka, pazara yeni ürünlerin girişini de engelleyebilir.

Marka Sadakatinin Avantajları

• Pazarlama planlamasını kolaylaştırır.
• Pazarın bölümlere ayrılması daha kolay olur.
• Firma imajı oluşturmaya yardımcı olur.
• Tutundurma faaliyetleri kolaylaşır.
• İtme stratejisi (ürünlerin aracılara pazarlanması) daha rahat uygulanabilir.

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

20 Ekim 2012 Cumartesi

Benetton "The Unemployee of the Year" Reklam Kampanyası

United Colors of Benetton, “The Unemployee of the Year” (Yılın İşsizi) başlıklı yeni reklam kampanyasıyla, dünyanın dört bir yanındaki 18-30 yaş arası gençlerin işsizlik problemine dikkat çekiyor.


Benetton’un iletişim ve araştırma merkezi Fabrica tarafından tasarlanan yeni reklam kampanyası, genç işsizlerin önündeki engelleri kaldırıp gençleri yaratıcılığa teşvik etmeyi ve değişimin baş oyuncuları haline gelmelerini amaçlıyor. “Unhate Vakfı” tarafından desteklenen “Yılın İşsizi” kampanyası, gerçekçi bir portre çizerek, gençleri, işsizlik sorunu karşısında kendi yaratıcı çözümlerini üretmeye teşvik ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işsiz gençler, kampanya dahilinde hazırladıkları toplumu değiştirmeye yönelik her türlü projeyi, Unhate Vakfı’nın web sitesine yükleyecek. Siteyi ziyaret edenlerin oylarıyla ilk 100’e giren projeler, yine vakfın desteğiyle gerçeğe dönüştürülecek. “Yılın İşsizi” kampanyasının global iletişim etkinlikleri kapsamında, 30 yaş altındaki eğitim ve öğretim görmemiş işsizlerin portrelerinden oluşan bir fotoğraf sergisi düzenlenecek.

Ayrıca, United Colors of Benetton tarafından hazırlanan ve işsiz gençlerin günlük yaşantısını yansıtan film, MTV ve dijital medya üzerinden 30’dan fazla ülkede yayınlanacak. Konuyla ilgili bilgi veren Benetton SpA Yönetim Kurulu Başkanı Alessandro Benetton, fotoğraf ve videolar aracılığıyla sosyal medyada yürütülecek global kampanyayla ilgili olarak, “Ekonomik kriz özellikle Avrupa’da genç işsizliğin dramatik bir hale gelmesine neden oldu. Genç işsizliğin oranı normal işsizliğin 3 katı seviyesinde. ILO’nun 2012 verilerine göre, dünyada %12.7 oranında genç işsizliği var. Halen 15-24 yaş arasında 75 milyon, 15-29 yaş arasında ise 100 milyonu aşkın genç işsiz. Dünyayı değiştiremeyiz, ancak gençlerin sesini duyurmalarına ve kendilerine olan güvenlerini kazanmalarına destek olacağız.” dedi.


Tüm uluslararası markaların, seslerini kolay duyurma avantajlarını bu tarz sosyal sorumluluk projelerinde sık sık kullanması dileğiyle

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

19 Ekim 2012 Cuma

Chloe 60 Yaşında!

Merhaba,

Bugün sizlerle kokusunu en çok sevdiğim parfümümün de markası olan Chloe'nin 60. yılı ile ilgili sevgili arkadaşım Selin'in xoxothemag.net'te yayınlanan yazısını paylaşacağım. Yazıya aşağıdaki linkten direkt olarakta ulaşabilirsiniz. Ayrıca Selin'in blogunu ve twitter hesabını da takip etmek isterseniz linkler aşağıda. Keyifli okumalar :)


Chloe 60 Yaşında! Hiç göstermiyor değil mi?



Geçtiğimiz günlerde Chanel’in markalaşma öyküsünü kısa bir video şeklinde izlemiştik. Şimdi de sıra Chloé’de… Lüks moda markası Chloé 60. yaşını güzel bir video serisiyle kutladı. 26 kısa filmden oluşan bu seri, alfabenin 26 harfinden esinlenerek hazırlanmış. Yani, Chloé'nin A’sından Z’sine tüm markalaşma öyküsüne tanık oluyorsunuz. Seriye “G” harfiyle başlayalım ve Chloé’nin yaratıcısı Gaby Aghion’ı yakından tanıyalım.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Reklam Dünyasına Hararet Geldi


Son günlerin en gözde Facebook uygulamalarından bir tanesi de Lipton Ice Tea Hararetmatik. Lipton Ice Tea Türkiye sayfası üzerinden ulaşabildiğiniz Hararetmatik uygulaması, IVR teknolojisiyle gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ilk defa, yapılan şakayı kayıt etme özelliğine sahip bu teknolojiyle oturduğunuz yerden istediğiniz arkadaşınızı şakalayabiliyorsunuz. Bunun için tek yapmanız gereken, Facebook listenizdeki arkadaşlardan dilediğinizi seçip telefonunuzu ve hararetini yükseltmek istediğiniz arkadaşın telefonunu yazmak. Bu basit işlemden sonra Türkiye’nin son dönemdeki gözde komedyenlerinden İsmail Baki tarafından canlandırılan 5 ayrı telefon şakasından birini seçebiliyorsunuz. Günde 3 şaka hakkınız var ve unutmayın her arkadaşınıza sadece bir defa telefon şakası yapabilirsiniz.

Olay sadece şakayla da bitmiyor tabi. Eğer arkadaşınız şakayı sonuna kadar dinleme sabrı gösterirse hem siz hem de o SMS ile birer çekiliş numarası almaya hak kazanıyor. Her hafta sonunda da en fazla çekiliş hakkı elde eden kişi ise içi dolu, özel bir Lipton Ice Tea dolabı kazanıyor.


İsmail Baki’nin birbirinden renkli taklitleri gerçekten oldukça eğlenceli olmuş. Her gün birbirine benzeyen onlarca iş ile karşılaştığımız pazarlama&reklam dünyasında bu şakalar çok daha ayrı bir yerde duruyor bence. Siz de monoton geçen bir günde farklı bir yaratıcı bir işle gününüzü renklendirmek isterseniz Hararetmatik’i bir deneyin derim.

Uygulamanın linki burada.


Seslendirmenin yapıldığı stüdyodan kamera arkası görüntüler ise çok eğlenceli:


Bir bumads advertorial içeriğidir.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Interbrand En İyi 10 Küresel Markayı İstanbul'da Açıkladı

Interbrand, bu sene 13'üncü kez yapılan En İyi 100 Küresel Marka araştırmasını tüm dünya ile aynı anda İstanbul'da açıkladı.

Coca-Cola, Apple ve IBM, Interbrand'in 13'üncü Yılın En İyi Küresel Markaları raporunda ilk 3 sırada yer aldı. Coca-Cola 1'inci sıradaki yerini korurken; Apple, geçtiğimiz yıl, hem gelişmiş hem de yükselen piyasalarda yakaladığı olağanüstü satış grafiğiyle 2'nci sıraya yükseldi. Sosyal medya devi Facebook, ABD tarihinde kaydedilen 3'üncü en büyük halka arzla manşetlere çıktıktan sonra listeye 69'uncu sıradan girdi. 4'üncü sırada yer alan Google ise, geçen yıl marka değerinde kaydedilen yüzde 26'lık artışla, 5'inci sırada yer aldı.



Dünyanın lider marka danışmanlığı ajansı Interbrand tarafından her yıl yapılan "En İyi 100 Küresel Marka" raporu tüm dünya ile aynı anda Türkiye'de açıklandı. Bersay İletişim Enstitüsü'nün ev sahipliğinde ve Marketing Türkiye Dergisi'nin desteğiyle düzenlenen toplantıya Türkiye'deki öncü kurumların iletişim profesyonelleri de katıldı. Bersay İletişim Grubu Onursal Başkanı Ali Saydam 'Ülken Kadar Markasın' başlıklı konuşmasında, marka yaratma sürecinde içinde bulunulan toplumun sağladığı faydayı vurgularken, Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu ise başarılı marka yaratmanın ipuçlarını aktardı.

Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, son yıllarda yapılan çalışmalarla THY'nin global marka yolculuğunu anlattığı toplantıda, Interbrand Global Marka Değerleme Direktörü Mike Rocha ise marka değerini yöneterek iş değeri yaratmanın önemini vurguladı.

Kendi alanında ilk kez ISO belgesi almaya hak kazanan Interbrand yöntemi, markanın şirkete temas ettiği ve şirkete fayda sağlayan, finansal sonuçların kârlılığından müşteri beklentilerini karşılamaya kadar ilgili her alanı inceliyor.

Interbrand tarafından rapor hazırlanırken, bir markanın değerine katkı sağlayan: "Markalı ürün veya hizmetlerin finansal performansı", "Markanın müşteri seçimlerini etkilemekteki rolü", "Markanın gücünün, sunulan hizmet veya ürünün fiyatını yükseltmesi veya şirket için gelir sağlaması" olmak üzere üç kilit bileşen inceleniyor.

2012'ye Genel bakış: Bütün temas noktalarında anlamlı marka deneyimleri sunmak

Rapora göre süregelen küresel ekonomik belirsizliğe rağmen, bu yılın en iyi 100 markası, pazar konumlarını korumayı ve farklı coğrafya ve platformlarda, tüketicilere, daha kişisel ve zengin deneyimler sunmayı başardı.

Interbrand Küresel CEO'su Jez Frampton, rapora ilişkin değerlendirmesinde "Küresel rekabet arttıkça ve teknoloji gibi birçok rekabet avantajının ömrü kısaldıkça, marka, hissedar değerine, daha fazla katkı sunacaktır. Dünyanın en değerli 100 markası, tüketicilerini, çalışanlarını ve aynı zamanda yatırımcıları dinleyerek ve gitgide gelişen ve sayısı artan temas noktalarında kusursuz ve bütüncül bir marka deneyimi sunarak başı çekmektedir" ifadelerine yer verdi.

Tüketicilerin çevrim-dışı ve çevrim-içi deneyimlerinin durmaksızın iç içe geçtiği böylesine hızlı hareket eden bir dünyada, lider markalar aktif olarak yaptıkları işe odaklı kalıp, bütün sektörlerde inovasyonu yönlendirmek için bitmez-tükenmez veri ve bilgi kaynaklarından yararlanıyor. Markalarının tüketicilerin hayatlarında oynadığı rolü anlamak için gereken zamanı ve parayı harcamakta ve markalarının sunduğu faydaları tüketicilerle tüm etkileşimlerine stratejik olarak işliyor.

2012'de listeye yeni girenler: Pampers, Facebook, Prada, Kia, Ralph Lauren, MasterCard

Pampers: ABD'de en çok satan bebek bezi markası ve P&G'nin dünyada en çok satan markası Pampers, bu yıl listeye 34'üncü sıradan girerek, yeniler arasında en yüksek girişi yaptı. Pampers, tüketici tabanı ile bağlantı kurmak için sosyal medya platformlarını ve sadakat programlarını etkili bir şekilde kullandı. Yaptığı girişimler ve P&G tarafında iyileşme gösteren finansal şeffaflık, Pampers'a, bu yılın En İyi Küresel Markalar raporunda yüksek bir sıra kazandırdı.

Facebook: Listeye 69'uncu sıradan giren Facebook'un Mayıs ayında yapılan halka arzının ardından, Interbrand, sosyal medya devinin finansallarını ilk defa incelemeye almıştır. Halka açılma sürecinde yaptığı sükseli başlangıç ve iş modeli ile ilgili devam etmekte olan belirsizliğe rağmen, Facebook'un marka olarak, özellikle gelişmekte olan piyasalardaki büyümesi, bu yılki raporda kendisine yer bulmasını sağladı.

Prada: Prada, bu yılın En İyi Küresel Markalar raporuna 84'üncü sıradan geri döndü. Markanın gelirlerinde yakaladığı kesintisiz büyüme ivmesi, büyük ölçüde, dünya çapında 250'den fazla doğrudan işletilen mağaza (DOS) ile desteklendi. Marka, gelişmekte olan piyasalarda gittikçe daha sofistike olan tüketicileri dikkatle izleyerek mağaza ağını genişletti.

Kia: Listede 87'inci sırada yer alan Kia, son birkaç yılda, dünyanın en hızlı büyüyen otomotiv markalarından biri oldu. Kia'nın pazar payında, ABD'de, 17 yıl üst üste artış kaydedildi ve satış rakamları, çalkantılı Avrupa pazarında bile yükselmeye devam etmektedir.

Ralph Lauren: 2009 yılından sonra, en iyi 100 listesine 91'inci sırada geri dönen Ralph Lauren'in geçen yıl, markasında yakaladığı kayda değer büyüme, kullandığı son derece inovatif iletişim modelleri ve bütün temas noktaları ve formatlarda sağladığı tutarlılık ile açıklanabilir.

MasterCard: MasterCard, geçirdiği etkileyici yılın ardından, 2012 En İyi Küresel Markalar raporuna 94'üncü sıradan giriş yaptı. Şirketin başlattığı "Paha Biçilmez Şehirler" (Priceless Cities) kampanyası ve şirket sahiplerine yönelik geliştirdiği sayısı günden güne artan çözümler, müşteri memnuniyetinin sürekli artmasını ve marka değerindeki yükselişin devam etmesini sağladı.

2012'de değeri en fazla artan markalar: Apple, Amazon, Samsung, Nissan, Oracle

Apple (+129%): Steve Jobs'ın hayatını kaybetmesine rağmen, yakın zamanda iPhone 5'in piyasa sunulmasının ardından gösterilen ilgi ile bir kez daha kanıtlandığı üzere, müşterilerin Apple markası ile kurdukları duygusal bağ hiç olmadığı kadar güçlü. Rakipleri Google ve Samsung ile gittikçe kızışan rekabet karşısında, şirket, Apple markasını ve fikri mülkiyetini koruma kararlılığını sürdürüyor. Bu kararlılık sayesinde, Apple, Temmuz ayında 3. çeyrek için 35 milyar Dolar gelir ve 8.8 milyar Dolar net kâr açıkladı.

Amazon (+46%): Amazon, 175 ülkede Kindle Touch ve Kindle Fire'ı piyasaya sunarak, Kindle'ı e-kitap okuyucuların ötesine taşımış ve iPad'e ciddi bir rakip olmasını sağlamıştır. Kindle Fire, şu anda, dünya tablet pazarında 2'inci sıradadır.

Samsung (+40%): Samsung, 2011'de, akıllı telefon sevkiyatlarında, Apple ve Nokia'yı geride bırakarak dünya lideri olmuştu. Samsung, 2012 Londra Olimpiyatları'nın Açılış Seremonisi'ne özel olarak tasarlayıp sunduğu Galaxy SIII ve Note ile adından bahsettirmeyi de başardı. Apple ile girdiği hukuki mücadeleye rağmen, Samsung'un, dünya pazarındaki payı %32.6'ya ulaştı ve marka değeri, geçtiğimiz yıl, %40 oranında artış gösterdi.

Nissan (+30%): Nissan, geçen yıl Japonya'da yaşanan doğal felaketlerin ardından hızla toparlandı. Ardından yaptığı inovasyonlar ve Nissan Juke gibi cesur araç tasarımlarıyla sınırları zorlayarak pazar payını arttırmayı başardı. Nissan'ın güçlüklerin üstesinden gelme ve sürekli inovasyon yapma kapasitesi, tüketicilerin ilgisini çekti ve marka değerini %30 oranında büyüttü.

Oracle (+28%): Oracle, rakiplerini geride bırakmak için, veritabanı çözümlerinin ötesinde hizmet sunarak işini geliştirme yoluna gitmiştir. Şirket, stratejik alımlar yapmaya, özellikle bulut bilişimde (cloud computing) kapasitesini ve sunduğu ürün ve hizmetleri geliştirmeye devam etmektedir. Oracle'ın marka değerinde bu yıl kaydedilen %28'lik büyüme, geliştirdiği stratejilerin hem müşterilerin hem de yatırımcıların ilgisini çektiğini gösteriyor.

Teknoloji markalarının hakimiyeti devam ediyor

Teknoloji markaları, son yıllarda yakaladıkları ivmeyi bu yıl da sürdürdü ve en iyi çıkış yapan beş markanın dördü (Apple, Amazon, Samsung ve Oracle) bu sektörden geldi. Bunun yanı sıra, bu yılın En İyi 10 markasından 5'i yine teknoloji sektöründen (Apple, Google, Microsoft, Intel ve Samsung). Özellikle Apple, marka değerinde rekor bir büyüme kaydetti. iPad ve iPhone gibi ürünlerin dünyanın dört bir köşesinde bulunan tüketicilerin ilgisini çektiği su geçirmez bir gerçek olarak karşımızda dururken, Apple'ın değerleri ve son derece belirgin insana dokunma becerisi, sonuç olarak markanın rakiplerinden ayrı bir yerde konumlanmasını sağladı.

Otomotiv markaları toparlanmanın ötesine geçti

Otomotiv markaları, tüketicilerin arabalarıyla kurdukları duygusal bağı dikkate alarak hareket etmeye başladı. Bu durum, birçok otomobil imalatçısının, hedef pazarlara ulaşmak ve potansiyel müşterilerin kendi araba markaları ile daha iyi ilişkiler kurmasını sağlamak için daha etkili ve teknolojiyi yakından takip eden yöntemler geliştirmesini beraberinde getirdi.
Listede 55'inci sırada yer alan Audi'nin dijital showroom'u Audi City, dijital ürün sunumlarını, bayilerle kurulan birebir bağlantı ile birleştirerek perakendeciliğin geleceğini kökten değiştiriyor. Benzer şekilde, listede 45'inci sırada yer alan Ford, araç içi iletişim ve eğlence sistemi MyTouch'ı geliştirmek için çok çaba sarf ediyor. Listede sırasıyla 12'nci ve 53'üncü sıralarda yer alan BMW ve Hyundai gibi markalar, küresel marka kampanyalarına yatırım yaparken daha dar kapsamlı hedef gruplara dijital olarak daha bağlı ve müşteriye özel bir nitelik kazanıyor. Sanayinin, çoğunlukla, bütün satınalma döngüsünde, mevcut ve potansiyel müşterilere daha amaca uygun ve kişiye özel bir tutumla yaklaştığı görülüyor.

Lüks markalar dirençli çıktı

Mevcut ekonomik duruma rağmen, bu yılın raporunda yer alan bütün lüks markalar marka değerlerini arttırdı. Lüks kavramının anlamında gözlenen değişiklikle beraber, bu yılın üst sıralarda yer alan lüks markalarında küresel çapta değişen bir bilinç göze çarpıyor. Artık başarı sadece seçkin ürün portföyü ve üstün hizmet kalitesi sunmaya değil, ayrıca güçlü ve birleştirici bir marka, dijital ortamda gösterilen mevcudiyet ve şimdiki zamanla sınırlı olmayan, daha yüksek ve rafine bir itibar yaratmaya bağlıdır. 2012 En İyi Küresel Markalar raporunda yer alan 7 lüks marka sırasıyla Louis Vuitton (#17), Gucci (#38), Hermès (#63), Cartier (#68), Tiffany & Co. (#70), Burberry (#82) ve Prada (#84)'dır.

Hızlı tüketim malları ve ambalajlı tüketim malzemeleri markalarının marka değeri ve ürün çeşitlişiği arttı

Kellogg's (#29), L'Oréal (#42), Heinz (#46), Colgate (#47), Danone (#52), Nestlé (#57) ve Johnson & Johnson (#79) gibi bazı FMCG/CPG markaların değerlerinde gözlenen yükseliş, özellikle gelişmekte olan piyasalarda kaydedilen başarılı büyümenin yansımasıdır. Bu yıl ayrıca, daha çok FMCG markasının sağlık sektörüne girdiği görüldü. Sadece listenin 71. sırasında yer alan Avon ve 80. sırasında yer alan Kleenex, sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 7 değer kaybetti.

Finansal hizmetler

Finansal hizmetler markaları, 2008'de başlayan küresel ekonomik çöküşün etkilerini hissetmeye devam ediyor gibi görünüyor. Kötü bir üne sahip Libor skandalı gibi son dönemde yaşanan olaylar, marka değerinde %5'lik bir düşüş görülen ve raporun 95. sırasında yer alan Credit Suisse gibi lider markaların itibarını zedeledi. Bu sektörün geleceği ile ilgili iyimser olmayı gerektiren nedenler elbet var. Bu yılki raporda yer alan 12 finansal hizmet markasının 5'inde, sırasıyla American Express (#24), Morgan Stanley (#54), AXA (#58), Allianz (#62) ve Visa'nın (#74) marka değerlerinde artış görüldü. MasterCard, bu yıl ilk defa, listeye 94'üncü sırada girdi ve "Paha Biçilmez" (Priceless) kampanyasının, marka ve genişleyen müşteri tabanı arasında gittikçe güçlenen bir bağ kurmakta başarılı olduğunun göstergesi oldu.

Interbrand'ın 2012 En İyi Küresel Markalar raporunun tamamına, ayrıntılı sektör analizleri ile birlikte interbrand.com ve bestglobalbrands.com sitelerinden ulaşılabilir. En İyi Küresel Markalar Raporu sitesinde ayrıca, Pazarlama Müdürleriyle (CMO) yapılan derinlemesine görüşmeler, interaktif tablo ve grafikler de bulunmaktadır.



29 Eylül 2012 Cumartesi

Paşabahçe 77 Yıllık Logosunu Yeniledi

Merhabalar,

Son zamanlarda Microsoft, İglo, Ebay derken şimdi de Paşabahçe logosunu güncelledi. Global bir üretici ve satıcı olarak dünya genelinde sayısız pazarda önde gelen oyuncular arasında yer alan Paşabahçe, bünyesinde bulunan alt markalarını ve bu markaların birbirleriyle olan ilişkilerini yeniden yapılandırırken, 77 yıllık logosunu da yeniledi.



Camı ve doğallığı yansıtan yeni amblem
Paşabahçe markasının günümüz koşullarına adapte edilmesi hedefiyle gerçekleştirilen yeni logo çalışmasıyla, marka kimliği bugünün görsel gereksinimlerine göre yeniden düzenlendi. Paşabahçe’nin yeni logosunda öne çıkan unsurlardan olan damlalardan biri, camın doğallığını ve doğaya zarar vermeden sonsuz kere dönüştürülebilmesini vurgulayan bir su damlasını, diğer damla ise camın şekillendirilmeden önceki akışkan halini stilize ediyor. Amblemin oval formu, Paşabahçe’nin bir önceki logosundan günümüze taşınan bir unsur olurken, ortada yer alan beyaz bölüm Paşabahçe’nin ‘P’sini simgeliyor.



Borcam da yenilendi
Türkiye’de ısıya dayanıklı kaplar için jenerik isim haline gelen; mutfaklarda sağlık ve lezzeti tek bir ürünle birleştirebilen yegâne marka olan Borcam da, Paşabahçe’nin marka yapılandırma projesi kapsamında logosunu yeniledi. Borcam, bundan sonra yenilikçiliği çağrıştıran, modernize edilmiş yeni logosuyla mutfaklardaki yerini alacak.



Pazar koşullarına uygun marka mimarisi
Marka mimarisini ve markalarının birbiriyle olan ilişkilerini yeniden konumlandıran Paşabahçe, ikram sektörüne özel olarak üretilen ve ambalajlanan ürünlerini ‘Paşabahçe Professional’ altında toplarken, porselen ürünlerinde kullanmakta olduğu ‘Paşabahçe Porcelain’ markasını korudu. Renkli ve desenli ürünler, daha önce olduğu gibi yine ‘Paşabahçe Workshop’ markası altında kalırken, Paşabahçe’nin özel cam kompozisyonu kullanılarak el imalatı ve/veya makina üretimi yöntemleriyle şekillendirilen kristal ürünler ‘Paşabahçe Superior’ markası altında yer aldı.

Tüm yeni logolar

Sevgiler,
Çağla Akkoyun

İkon Markaların Karşısındaki Zorluklar – Starbucks Vakası

Starbucks müşterilerine ulaşma biçiminde inovasyon yapıyor. Dükkanlarına yeni teknoloji katıyor. Müşteri deneyimini geliştirmek için yeni konseptli dükkanlar deniyor. Starbucks aynı zamanda, zevkli bir deneyim sunma biçimindeki temel marka vaadinin etkinliğini geliştirip tutarlılığını koruyor.



Dünyanın gerçekten de dümdüz olduğu artık yaygın kabul görmüş bir kanı. Ekonomik sınırlar yıkılıyor. Şirketler artık yalnızca ulusal piyasalarıyla sınırlı değil. İnternet şirketlerle müşteriler arasında önemli bir arabulucu haline geldi. Fiyat yine merkezi konumunu aldı. Markalar ise, giderek daha çok private label tehdidine maruz kalıyor.

Bu düzeyde bağlantıların olduğu bir dünyada, güncel küresel ekonomik kriz gibi dünya çapındaki dış şoklara rağmen şirketler temel marka kimliklerini nasıl koruyabilirler? Markalar tutarlılık mı izlemeli, yoksa sürekli uyum mu sağlamalıdır? Dünyadaki ikon markalardan birini, Starbucks´ı ele alalım: Starbucks, insanların ev ile işyeri arasında dinlenip bir fincan kahve keyfi yapabileceği ve sıcak ortamını yaşayabileceği üçüncü bir mekan kavramını yaratmayı neredeyse tek başına gerçekleştirmiştir.

1990´ların başlarındaki kuruluş gününden beri Starbucks müşterilerine rahatlatıcı ve zevkli bir deneyim sunarak marka kimliğini oluşturmaya çabaladı. Starbucks ayrıca, genelgeçer bilgiye tutarlı biçimde karşı çıkarak, alışılmışın dışında olma eğilimindeki şeyler üzerine markasını oturttu.

Şirketler agresif biçimde reklam yaparken, Starbucks reklam yapmamaya karar verdi. Sektöre hakim olan eğilim maliyetleri kısmakken, Starbucks maliyetlerini azaltma prosedürleri yerine müdavimleri arasında heyecan yaratmak için rutinin dışında prosedürlere ağırlık verdi. Birçok şirketin aksine Starbucks, çalışanlarına hisse senedi opsiyonu ve sağlık sigortası sunarak onları ortakları haline getirdi.



Titiz müşteri anketleri yerine Starbucks, müşterileriyle gündelik enformel sohbetler ederek onların genel durumunu öğrendi. Tüm bu akılcı stratejiler Starbucks´ın elli yılı aşkın süredir dünyanın her yerinde müşterileri olan ikon markalardan biri haline gelmesini sağladı. Bu, ekonomik koşullar kötüleşinceye kadar sürdü.

Starbucks müşterilere coşkulu bir deneyim sunarak onların dikkatini deneyimin kalitesine, orada yaşadıkları zevkli anılara ve böylece ürünlerinin fiyatından uzağa odaklamayı başardı. Aslında Starbucks´ın en büyük zaferlerinden biri, düşük fiyatlı ürünler sunan rakiplere rağmen müşterilerin Starbucks markasına akın etmeleridir.

2008´in başından beri Starbucks krizin etkilerine karşı koyamıyor. Şirketin kurucusu Howard Schultz CEO olarak geri döndü. Maliyetleri kısma ve etkinlik, başlıca stratejiler haline geldi. Yalnızca ABD´de 800´den fazla şube kapandı. Starbucks ilk kez 200 milyon $´ın üzerinde reklam yatırımı yaptı.


Dolayısıyla küresel ekonomik kriz, dünyadaki en ikonik markalardan birini gerçekten de etklilemiş oldu. Rekabet avantajını koruyacak en emin yollardan birinin marka değeri olduğunu öne süren ve sağlam kanıtlar ve son araştırmalarla desteklenen popüler görüşe rağmen kriz ve fiyat odaklılık, Starbucks marka değerinin bu avantajını zayıflattı.

Bu olaylar iddiayı kanıtlanmış varsayar. Makro ekonomideki bu köklü değişiklikler dikkate alındığında, Starbucks gibi ikon markalar stratejik marka vizyonuna sadık mı kalmalı, yoksa tekrar rekabet avantajı kazanabilmek için sürekli olarak adapte mi etmeli?

Kaybedilen zaferi geri kazanmanın ve küresel marka liderliğini yeniden ele geçirmenin, iki ayaklı bir strateji olması gerekir. İkon markalar bir taraftan rekabeti zorlamak için sürekli yenilik yaparken, bir yandan da zor görünen dış koşullara rağmen müşterilere ve rakiplere markanın temelindeki değer vaadini yinelemek için stratejik marka vizyonlarını güçlendirmelidirler.

İnovasyon Güçlü Markalar Yaratır. İnovasyon, pek çok marka tarafından olduğu kadar, popüler basın tarafından da yanlış kullanılan bir moda sözcük haline geldi. Çok çeşitli biçimlerde kavramsallaştırılabilmesine rağmen inovasyon, buradaki kapsamda şirketlerin mevcut ürün ve/veya hizmetler üzerinde küçük gelişmeler yaparken, bir yandan da atılım yapacak önemli buluşlar geliştirmeye yatırım yapmalarını sağlayan, sürekli ve şirket kapsamında bir süreçtir.

Lider markalar, özlerinde varolan ve inovasyonu benimseyen stratejik faktörlerle kurumsal stratejilerini yaratırlar. Temel öğelerinden biri inovasyon olan marka stratejileri, markaya ekonomik kriz gibi sistem düzeyinde şoklara bile dayanacak uzun ömürlü bir rekabet avantajı sağlar.

Ancak, bu tür bir inovasyon yalnızca piyasaya yeni ürünler çıkartmakla sınırlı değildir; iletişimde yenilik (müşteriler ve diğer ilgililerle), kurumsal kültürlerde yenilik (iş uygulamaları ve şirket içi marka uygulamaları) ve maliyet düşürme ve etkinlik geliştirme stratejilerinin uygulanmasında yenilik gibi, pek çok iç işlevi de kapsayacak biçimde geniştir. Böyle kapsamlı bir inovasyon kavramı sonuçta, markanın rekabet avantajını destekleyen çift yönlü amaçlara ulaşılmasına yardımcı olur.

Öncelikle inovasyon, ikon markaların değişen ihtiyaçlara uygun olarak özlerini geliştirmelerini ve yeniden tanımlamalarını sağlar. Temel marka vaadi piyasadaki rekabet karışıklığı içerisinde kolayca yokolabilir. Böyle durumlarda markaya müşteri sadakati kazandıran bu yönü güçlendirmek için müşterilere uzanmak gerekir.

İkinci olarak, inovasyon ikon markaların müşterilerin değişen ihtiyaçlarına sürekli adapte olmalarını sağlayarak rekabet avantajını korur. Rakipler daha düşük fiyatlı ürünlerle ya da genel marka deneyimini taklit ederek geldiğinde, yenilik temel marka vaadini güçlendirecek orijinal yöntemlerle markanın müşterilere uzanmasını sağlar.

İnovasyon, markanın önündeki yolun stratejik planı görevini görecek, şirket çapında bir marka vizyonuyla birlikte uygulanmalıdır. Böyle bir stratejik vizyon, yalnızca markanın sınırlarını belirlemekle kalmaz, aynı zamanda marka liderliğine ulaşmak ve bunu korumak için gerekli olası stratejileri de çizer.

İnovasyon markayı değişen koşullara adapte olmaya hazırlarken, marka vizyonu da temel marka vaatlerinden uzaklaşılmamasını ve temel marka kimliğinin zayıflatılmamasını sağlar.

Böylece inovasyon, ikon markaların zor, ancak stratejik açıdan önemli iki girişimi uygulamalarına katkıda bulunur: markanın sınırlarını genişletecek yöntemlerle rekabete ve dış şoklara tepki verilmesi, ancak bunun, markanın temel vaadini ve stratejik kimliğini tehdit etmeyecek biçimde yapılması.

Sonuç.
İkon markalar bu çifte stratejiyi uygulayarak liderliklerine etkin biçimde yeniden ulaşabilirler. Starbucks bu yola çoktan girdi ve gittikçe artan, önemli bir inovasyona girişti. Müşterilerine ulaşma biçiminde inovasyon yapıyor. Dükkanlarına yeni teknoloji katıyor. Müşteri deneyimini geliştirmek için yeni konseptli dükkanlar deniyor. Starbucks aynı zamanda, zevkli bir deneyim sunma biçimindeki temel marka vaadinin etkinliğini geliştirip tutarlılığını koruyor.

Değişen küresel ekonomik koşullar pek çok küresel ikon markayı zorladı. Bu iki ayaklı strateji, yalnızca bu markaların liderliklerini korumalarını sağlamakla kalmaz, uzun vadeli rekabet avantajı sağlayacak sürdürülebilir bir yol da yaratabilir.

15 Eylül 2012 Cumartesi

Dijital ve Teknoloji Dünyasının Kalbi Webit 2012'de Atacak

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesinin gelişmekte olan dijital, teknoloji ve girişimcilik ekosisteminin küresel çapta tek etkinliği Webit Kongresi, dünyanın dört bir yanından 150’den fazla konuşmacıyı 10-11 Ekim tarihlerinde İstanbul’da ağırlayacak. Kongre’nin 60 ülkeden altı bin delegeyi bir araya getirmesi bekleniyor.

Gelişmekte olan EMEA pazarlarına odaklanan dünyanın tek uluslararası dijital, teknoloji ve girişimcilik ekosistemi etkinliği Webit Kongresi (www.WebitExpo.com), 10-11 Ekim 2012 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek.

Dijital, telekomünikasyon ve inovasyon dünyasının öncüleri, yatırımcılar, girişimciler, hükümet temsilcileri ile Google, eBay, Unilever, BBC, Coca-Cola, Microsoft, Facebook, Yahoo! gibi birçok markanın üst düzey yöneticilerini bir araya getiren etkinlik, 2012 yılında İstanbul’a taşınıyor.

Kongre, sadece iki gün içinde 60’ın üzerinde ülkeden altı bini aşkın ziyaretçiye, dünyanın dört bir yanından 150 konuşmacıya, yedi paralel konferansa, Webit Ödül Töreni’ne ve 50’nin üzerinde uluslararası ve yerel katılımcının yer alacağı ticaret fuarına yapacağı ev sahipliği ile eşsiz bir şölene hazırlanıyor. Webit, EMEA bölgesinden ve dünya genelinden katılacak misafirler için çok büyük bir network imkanı da sunuyor.

TEKNOLOJİ DEVLERİ İSTANBUL’DA BULUŞUYOR

İstanbul’da Ekim ayında düzenlenecek kongre, Google, Facebook, Adobe, Intel, Mozilla, Yandex, PayPal, IBM, Opera, Qualcomm, Digital Ecosystems gibi dünyanın en yenilikçi şirketleri ile Forrester, Boston Consulting Group, Arthur D Little gibi araştırma ve danışmanlık şirketlerinden tanınmış konuşmacı ve üst düzey yöneticileri katılımcılar ile buluşturacak.


Edelman, OMD, G2, DDB Tribal, LBi, Huge gibi iletişim dünyasının lider firmalarının direktörleri ile Ferrero, Nokia, Renault’nun üst düzey marka temsilcilerinin ve TechCrunch, The Next Web, Wall Street Journal’dan dijital medya temsilcilerinin yanı sıra Webit 2012, Etihad Etisalat (Mobily), Mobinil (Africa), Deutsche Telekom AG, Orange, Azerfone Telekom firmalarının CEO’ları da dahil olmak üzere birçok ünlü isme ev sahipliği yapacak. Bakanlar ve üst düzey hükümet temsilcileri ise e-Yönetişim’in geleceğini masaya yatıracak.

Webit’e Türkiye’den konuşmacı olarak katılacak yöneticiler arasında ise Yandex Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, PayPal Türkiye Ülke Direktörü Kıvanç Onan, Google Bölgesel MEA Pazarlama Müdürü Mustafa İçil, Mikro Ödeme Sistemleri Kurucusu ve CEO’su Alper Akcan, Mobilera Kurucu Ortağı ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Arda Kertmelioğlu, Peak Games Kurucu Ortağı ve ve CSO’su Rina Onur, euro.message CEO’su ve Kurucu Ortağı Altuğ İnci ve Qualcomm Türkiye Genel Müdürü Barış Ruacan ile Garanti Bankası İnteraktif İletişim ve Tasarım Müdürü Evrim Ersoy yer alıyor. Ayrıca, Doğuş Medya Grubu Televizyon ve Video konulu özel bir panele ev sahipliği yaparken, IAB Türkiye ise Türkye’nin Dijital Manzarası başlıklı bir sunum yapacak.

Sektör liderleri ile temasa geçin

Konferanslar, atölye çalışmaları ve panellerin yanı sıra kongre aynı zamanda, sektör liderleri ve profesyonellerinin bir araya gelerek işletmeleri için yeni ticari ipuçları edinebilecekleri, işbirlikleri ve bağlantılar sağlayabilecekleri, bu sayede işlerini bir üst düzeye çıkarmak üzere network oluşturabilecekleri bir ortama da zemin oluşturuyor.

e-Academy Yönetim Kurulu Başkanı ve Webit Kongresi’nin Kurucusu Plamen Russev (www.Russev.com) “Webit Kongresi, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve dünya genelindeki diğer pazar oyuncuları için öncü rolü oynuyor, dijital ve teknoloji dünyasının sınırlarını zorluyor, trendleri belirliyor ve yeni iş fırsatları yaratıyor. Webit Kongresi, sektör adına söz söyleyen önemli konuşmacıların ve dünyanın önde gelen yöneticilerinin bölgesel pazar oyuncuları ile bir araya geldiği ve iş fırsatlarını keşfettiği tek etkinlik. Geçen yıl Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da düzenlenen Webit’te beş bini aşkın ziyaretçiyi ağırladık. Bu yıl da İstanbul’da, 60 ülkeden altı bini aşkın ziyaretçinin dijital dünyanın geleceğinin belirleneceği etkinlikte aramızda yer almasını bekliyoruz” diye devam etti.

Webit’12’ye kaydolmak, etkinlik, konuşmacılar, gündem ve bundan önceki Webit etkinlikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için http://www.webitexpo.com/ adresini ziyaret ediniz.

Webit Kongresi destekçileri:
Digital Ecosystems, Yandex, PayPal, Softlayer, Garanti Bankası, Gemius, IHS, ThinkDigital, Crimtan, ikoo, Qualcomm. Platinum medya ortakları: Doğuş Medya Grubu, Kinetic, Nokta.

Webit Kongresi, dünyada aralarında IAB Europe, Çevrimiçi Yayıncılar Derneği (OPA), Avrupa İletişim Ajansları Derneği (EACA), EGTA, Arap ICT Örgütü (AICTO) gibi tüm önde gelen uluslararası sektörel ve ticari derneklerin stratejik sektörel desteği ve çok sayıda yerel ve bölgesel dernek, devlet, sektör ve ticaret kuruluşlarının desteği ile düzenlenen tek etkinlik olarak öne çıkıyor.



Bir bumads advertorial içeriğidir.